10 Mart 2008 Pazartesi

Dünyada Sadece İki Din Vardır. Üçüncü bir Din Yoktur.



Tuncer Gültang

Yazımın üslubu eleştiri ağırlıklı olmasına rağmen, esas amaç bilgi alışverişidir. Yazımı bilgi alışverişi yorumuyla okursanız, memnun olurum.

İnsanların her şartta uygulayabileceği yalnızca iki din vardır. Üçüncü bir din yoktur.
İnsanlar bu iki dinden birini yaşarlar. Ama yaşamının tümünü din olarak algılayamazlar. Namaz kıldıkları, oruç tuttukları, hacca gittikleri, zekat verdikleri ve Allah'a iman ettiklerini zannettikleri için kendilerini Müslüman, dinlerinin de İslam olduğunu zannederler. Hıristiyan ve Museviler için de durum aynıdır.

Yaşam tarzımızın tümünün anlamını ifade eden kilit kelime din kelimesidir. Gelin, ilk başta din kelimesini birlikte inceleyelim ve dinin ne olduğunu anlayalım.

DİN KELİMESİNİN ANLAMLARI

Din, yaşam tarzı, düşünce tarzı, hayat tarzı, gelenek görenek, düzen ve daha birçok anlamı içerir. Kısaca "din" olarak adlandırdığımız kavram, insanın mensubu bulunduğu sosyo-kültürel yapısı, dünya görüşü, geleneği, göreneği, coğrafi konumu, ideolojisi gibi pek çok etkene göre şekillenir. Yedi milyar insan varsa yedi milyar da din vardır. "Dinsiz" kelimesi içi boş, anlamsız bir kelimedir. Ateistin de dini vardır çünkü her yaşam tarzı bir dindir. Din ilahi değildir. İlahi olan, Allah'ın mesajlarıdır. Kuran-ı Kerim'de dinsizlik kavramı yoktur. Kuran kafirin ve firavunun dininden de bahseder.

Kelimenin anlamını dikkatlice inceleyecek olursak…

Kapitalizm bir dindir, sosyalizm bir dindir, gelenek görenek bir dindir ve bunlar insanların yaşam tarzıdır. Yani dinidir. Daha buna benzer birçok örnek vermek mümkündür. Burada önemli olan; bu dinleri her yerde ve her koşulda uygulayabilir miyiz? Hayır, uygulayamayız. Arap Yarımadası'nda yaşanan gelenek ve göreneği illa ki kutuplarda uygulayın, derseniz uygulatamazsınız. Bölgenin coğrafi durumu, iklimi, kültürü buna müsaade etmez. Kapitalizmde de öyledir, sosyalizmde de.

Öyle bir din olmalı ki, insan ayrımı yapmadan kapitalizmde de, sosyalizmde de, kutuplarda da, Arabistan'da da uygulanmalı ve devlet eksenli değil, insan eksenli olmalıdır.

Din kelimesinin anlamlarına göre iki dinden biri olan din nedir?

Kuran'dan ayetlerle bu dine (birincisine) açıklık getirelim.

Şunu hemen belirtmek istiyorum. Kuran-ı Kerim'deki bütün ayetler birbirleriyle bağlantılıdır. Ayetler bu bağlantılarla anlam kazanır ve birbirini doğrular. Ayetlere bağımsız açıklama getirirseniz, diğer ayetlerle çelişki içinde olur, Kuran'ın anlamı değişir. Ayetler arasındaki en önemli bağ "din, iman ve Allah" kelimeleri arasındadır. Bu üç kavramı birbirinden ayırmadan anlamak ve kavramak gerekir. Bu açıklamayı dikkate alarak inceleyelim.

Ali İmran suresi 19'uncu ayet:

Allah katında geçerli din İslamdır

veya

Allah nezdinde hak din İslamdır

Kuran-ı Kerim'in Türkçe çevirisini yapanlar, ayeti yukarıda yazıldığı gibi yaparlar. Yaptıkları çeviri ayetin Türkçe çevirisi değil, Latin harfleriyle yazılmış Arapça okunuşudur. Ayette geçen "din" ve "İslam" Arapça'dır, Türkçe açıklamaları yapılmamıştır. Latin harfleriyle yazılmış Arapça okunuşlarıdır.

Bir önemli konu da, ayet içerisinde geçen ve Kuran-ı Kerim'de açıklanan dini kavrayabilmektir. Onun için, ayette din kelimesinin önünde "ed" takısı vardır. Kelimenin önündeki "ed" takısı harfi tariftir.

Belirginlik ifade eder. İngilizcedeki "the" takısı gibidir. Ayetteki "ed-din" Kuran-ı Kerim'deki belirli dinden bahseder. Kitabın haricinde din kelimesine başka anlam yükleyemezsiniz.

AYETTEKİ BELİRGİN DİN NEDİR?

Bu ayetteki belirginliği kavrayabilmemiz için, Kuran-ı Kerim'deki diğer ayetlerle de bağlantı kurmamız gerektiğini ayetteki "ed" takısıyla anlarız. Biz kelimelerin anlamlarını bilmediğimiz gibi, harfi tarifin ne olduğunu da anlamayız. Din kelimesine de İslam kelimesine de kültürümüze göre anlam verir, Allah'ın vekilliğini yapmaya kalkarız.

"Ed" takısını dikkate alarak bağlantı kuracağımız ayetlerden biri Rum suresi 30'uncu ayettir. Ayette resule, hanif dini üzerinde yaşamasını, dosdoğru dinin hanif dini olduğunu, insanların çoğunun bilmediği anlatılmıştır.

Ayette geçen hanif dinini, İslam dini şeklinde algılamamamız gerekir. Çünkü hanif kelimesiyle din kelimesi ayrı ayrı anlam taşır. Hanif kelimesinin öz ve kısa anlamı adaletsizliğe, sapıklığa sapmadan, dürüstlük üzerine kurulmuş bir yaşam tarzıdır.

Kuran-ı Kerim'de hanif kelimesi geçen ayetler olduğu gibi, kelimenin anlamını anlatan ayetler de vardır. Bu ayetlerden biri de Fatiha suresidir. Surede geçen "ihdinessıratel müstakim" bir yaşam tarzıdır, dindir. Anlamı; doğruluktan ayrılmadan, sapıklığa sapmadan, istikrarlı olarak sürdürülen bir yaşam tarzıdır (dindir). Hayatımızın bütün bölümlerini içerisine alır. Hanif ve sırat-ı müstakim kelimeleri Kuran-ı Kerim'in, Tevrat'ın ve İncil'in temel kavramlarından ikisidir.
Tevrat, İşaya 59/8:

Kurtuluş (İslam) yolunu (sırat-ı müstakimi) bilmezler

İncil, Romalılar 3/7:

Kurtuluş (İslam) yolunu (sırat-ı müstakimi) bilmediler

Ve birçok ayette geçer. Hz. Muhammed'in, Hz. İbrahim'in, Hz. Musa'nın, Hz. İsa'nın ve bütün resullerin yaşam tarzları hanif dini üzerine kurulmuş sırat-ı müstakim'dir (Enam 161, Bakara 130-135, Ali İmran 95 ve daha birçok ayet).

Önemli bir konu da, DİN ve İSLAM kelimelerinin ayrı ayrı anlamlarıdır.

İslam kelimesinin anlamlarını verdikten sonra, Ali İmran suresinin açıklamasını yapalım.

İslam kelimesi; selamette olmak, kurtulmak, itaat etmek ve bağlanmak.

Bu kısa açıklamalardan sonra Ali İmran suresinin 19'uncu ayetinin Latin harfleriyle Arapça okunuşunu değil, açıklamasını birlikte yapalım.


Yaşam tarzımızı adaletli, dürüst, doğruluktan ayrılmadan, sapıklığa sapmadan, istikrarlı olarak düzenlemektir. Bu yaşam tarzı (din) Allah katında geçerli olup, insanı selamete (İslam) eriştirir.
Allah katında geçerli olan din, budur. Bu dini yaşarsanız İslamsınızdır (selamettesinizdir).

Buradan anlarız ki, bu din devlet eksenli değil, insan eksenlidir. Bu dini Müslüman, Hıristiyan, Musevi Allah'a iman etmiş herkes yaşam tarzı haline getirebilir. Bu din kapitalizmde de, sosyalizmde de, kutuplarda da, Arabistan'da da, her yerde, her şartta, başı açık da, kapalı da uygulayabilir. Önemli olan, dini kavrayabilmektir.

Allah bir resulüne ayrı, diğer resulüne ayrı din tebliğ etmesini söylememiştir. İşte, dinler arası diyalog, budur. Şartlar, gelişmeler, teknolojik ilerlemeler Allah'ın insanlar için uygun gördüğü dini etkilemez. Yukarıda ayetlerle anlatmaya çalıştığım iki dinden biriydi.

Camiye, kiliseye, havraya gidenin yaşam tarzı bu din midir?

Devamı gelecek sayıda.

SÖZÜN ÖZÜ:
"Yalanın en tehlikesi doğrunun içinde saklıdır." (özlü söz)
Türkçe'nin ne kadar önemli olduğunu anlamışızdır.

Hiç yorum yok: