10 Mart 2008 Pazartesi

Olcay Özkara




Mersin A : Tarsus'ta yaşayan psikolog Olcay Özkara 12 yaşındayken görme yeteneğini kaybetmiş. Babasının en büyük hayali kızını okutup beyaz önlüklü görebilmekmiş. İlkokulu Ankara körler okulunda, orta okulu ve liseyi Tarsus Lisesinde okuyan Olcay Hanım, Hacettepe Üniversitesinde psikoloji bölümünü bitirdikten sonra Mersin Devlet Hastanesinde psikolog olarak yaşamını devam ettirmiş ve Tarsus Devlet Hastanesinden emekli olmuş. Öğretmen kökenli bir aileden gelen Olcay Hanım emekliliğinde de boş kalmamak, toplum için bir şeyler yapmak istemiş ve o dönemlerde gelen bir teklifi değerlendirerek CHP Tarsus meclis üyesi olmuş. Dört yıldır CHP içerisinde aktif siyasetle uğraşan ve aynı zamanda Görme Engelliler Derneği üyesi olan Özkara, bunun dışında, Halk Eğitimde çocuk gelişimi ile ilgili psikoterapiler veriyor, görmeyen çocuklara okuma yazma eğitimi veriyor. 1980'de başlattığı bir kampanya ile de Hacettepe Üniversitesini kazanan öğrencilere çeyrek altın dağıtıyor.

Olcay Özkara hayatında karşısına çıkan en büyük engelin engelli olmak değil, toplum tarafından engellenmek olduğunu düşünüyor. O, demokratik kurum ve kuralların işlediği, yaşamın her alanında mevcut kısıtlamaların ortadan kalktığı bir ülkede yaşamak istiyor. Ona göre, her şey öncelikle engelliyi farklı görmemekle başlıyor.


Olcay Özkara, Psikolog, CHP Tarsus Meclis Üyesi

"Babam 1975'li yıllarda Yeni Ortam, Cumhuriyet gazeteleri okurdu. Gündüz işyerinde okuduğu gazeteleri akşam da eve getirir, bana okurdu. Uğur Mumcu Cumhuriyet'te yeni yazmaya başlamıştı. Babam bir gün bana bir yazısını okumuş, ardından da çok ağlamıştı. Bana "Kızım, ben belki göremem ama sen mutlaka göreceksin. Bu adam eceliyle ölmez. Bu adamı bin parça ederler." dedi. Ben Uğur Mumcu'nun bombalandığı günü göremedim ama yaşadım ve çok ağlamıştım."

  • Psikoloji eğitimi almak sizin seçiminiz miydi?

    Üniversite sınavına Ankara'da 16 görmeyen arkadaşla girdik. 1973 yılıydı. Ben liseden beri psikolojiye ilgi duyuyordum. 398 toplam puanla Hacettepe Psikoloji Bölümüne girdim.

    Hacettepeye kaydımı yaptırdığımda, kaydımı yapan profesör "sizin gibi bir öğrenciyi bu okulda okutmak bir onur olacak" dedi bana. Çok mutlu olarak Tarsus'a döndüm. Ancak, ertesi sabah dokuzda elime bir evrak geçti. Senato toplanmış, görme duyusundan yoksun olduğum için Hacettepe Psikoloji Bölümünde okuyamayacağıma karar verilmiş. Hemen Ankara'ya gittim. Hüsnü Arıcı ile görüştüm. Bana "Biz seni bu okula alırız ama psikoloji deneysel ve pozitif bir bilim; görme duyusuna ihtiyaç var, görsel birtakım dersler var. Eğer bunları yapamazsan, seni okuldan atmak durumunda kalırsak biz üzülürüz." dedi. Ben de "hocam, ben okuldan atılacak duruma gelirsem, öncelikle kendim ayrılırım" dedim. Okula alındım ve beş yıllık okulu beş yılda bitirdim. Diplomamı verirken Hüsnü Arıcı "ilk defa utanç duydum" dedi.

  • Meslek hayatınız nasıl başladı?

    Okulu bitirdiğimde elimde kapı gibi diploma ile Sağlık Bakanlığına müracaat ettim. "Özürlü insanlara öncelik tanınıyor" deniliyordu. Ama ben 6 ay boyunca Tarsus ile Ankara arasında mekik dokudum. Bakanlığa gidiyorum, "Psikolog tayini yok. Hele Mersin'de hiç ihtiyaç yok." diyorlar. Bir arkadaşım "Ankara'ya bu şekilde gidilmez. Sen eline bir milletvekili kartı alıyor musun?" dedi. Ben de o zaman milletvekili olan Nazım Baş'a gittim. Bana özel kalem müdürüyle görüşmem gerektiğini söyledi. Görüştüm ve Mersin Devlet Hastanesinde göreve başladım.

  • Neden psikolog olmak istediniz?

    İnsanları tanımaktı amacım. Çünkü insanlar bana göre çok değişken. Tabii, psikolog olduktan sonra anladım bunu. İnsan en önemli faktör. Bence evrensel anlamda insan hayatın öznesi. Ben bütün yatırımın insana yapılmasına inandığım için psikolog oldum ve de mesleğimde çok başarılı oldum. Ağlayarak yanıma gelen insanlar gülerek çıktılar.

  • Mesleğiniz süresince, engelli olmanız sorun yarattı mı?

    Ben o mücadeleyi Tarsus'ta 20 sene verdim. Burada en etkin olan şey cehalet. Her şeyle baş ettim, cehaletle baş edemedim. Yani karanlıktan korkmuyorum cehaletten korktuğum kadar. Bu, bütün görmeyenlerin sorunu. Göreve başladığımda yüzüme karşı "görmeyen bir insan nasıl okuyabilir?" diye soranlar oldu. Özürlü bir insanın taşrada yaşaması çok zor. Ama ben bunun mücadelesini verdim. Ama her yerde her zaman ayağıma çelme takıldı.

  • Siyasete nasıl girdiniz?

    Bir gün telefonum çaldı. Telefondaki ses "Olcay Hanım, sizi CHP'den meclis üyesi adayı göstermek istiyoruz. Kabul eder misiniz?" dedi. Ben o güne kadar meclis üyesi nedir, ne yapar bilmiyordum. "Tabii ki" dedim. "Sizi Adil Aktay arayacak" dedi. Daha sonra Adil Bey aradı, "teklifimizi kabul ediyormuşsunuz, çok memnun olduk" dedi. "Sabah sizinle görüşmek üzere evinize gelmek istiyorum" dedi. Ben de kabul ettim. Ben hemen İstanbul'daki bir arkadaşımı aradım. "Meclis üyeliği ne demek?" dedim. Güldü bana. "Belediyeyle ilgili sorunların tartışıldığı, aylık toplantıların yapıldığı bir yer" dedi. Sonra Adil Bey geldi; çok kaliteli bir insan. Hayatımda bu kadar iyimser, kültürlü bir insan görmedim. Bu çevrede böyle insanlara rastlamak zor. Benle çok ilgilendi. Ben de Adil Bey'in yüzünü kara çıkarmadım dört senedir özverili olarak çalışmalarımı sürdürüyorum.

  • CHP'nin şu andaki durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

    Ben CHP'nin güçlenmesinden yanayım. Tarihçesi önemli olan bir parti. Fakat yıpratılıyor gibi geliyor bana. Daha tutarlı ve güçlü olmalı. Bu da sıkı bir çalışma, kendi içinde bütünlüğü gerektiriyor.

  • Önümüzde yerel seçimler var. Sizce Tarsus'ta CHP'nin şansı nedir?

    Geçen dönem çok sıkı bir çalışma yapmıştı. Bence CHP'nin durumu Tarsus'ta iyi. Ama bana göre herkes belli bir yerde olmalı. Düşüncelerin paylaşılması önemli. Yani bir tek kelimeyle ayrılıyor insanlar birbirinden. Bu çok üzücü.

  • Siz aktif çalıştınız mı?

    Tabii ki. Mesela aylık toplantılarını hiç ihmal etmedim. CHP'ye oy verilmesi için birçok insana telefonla ulaştım.

  • Siyasete nasıl devam etmeyi düşünüyorsunuz? Milletvekili olmak ister miydiniz?

    O kadar düşünemem. Sanmıyorum. Ben emekliyim, evdeyim. Boş durmamak, toplum için bir şeyler yapmak istiyorum. CHP'de meclis üyesi olmaktan çok memnunum ama bu kadar.
  • Hiç yorum yok: