
MERSİN'E KISA SÜRELİ KONUK
Mersin A : Bu ay birden bire Tuncay Özkan'ın Mersin'e geleceği haberi yayıldı. Adana Havalimanından itibaren kendisini izlemeye, ilerisi için anlatacağı kadarıyla planlarını öğrenmeye ve Mersin hakkındaki düşüncelerini almaya karar verdik ve o gün yola çıktık. Halkı iten kakan korumalar olmadığı halde kendinden emin bir şekilde kalabalıkların içine girdi, düşüncelerini anlattı, insanları dinledi.
Müteakip günlerdeki televizyon programının hemen ilk bölümlerinde Mersin hakkında bir şeyler anlatacak oldu ama tam istediği gibi anlatamadı. Ama sonradan Mersin'i Türkiye'nin gündemine oturttu. Belli ki, olumlu olumsuz etkilendiği pek çok durumla karşılaşmıştı. Dışarıdan zannedildiği gibi bir bölge olmadığına şahit olmuş olsa gerek. Aynı şekilde, sadece milletvekillerimizi değil, diğer siyasetçileri de ilimize bekliyoruz. Ama vaatleri değil. Burada kendilerine anlatılacak ve sorulacak çok şey var.
Konuşmaları siyasi görüşleridir. Görüş üretmek ve bunları yüz yüze, kalp kalbe anlatmak ve tepkileri almak dünyanın yaşanası en güzel olgusudur. Ama bunlar konferans salonlarında yapılınca bir faydası olduğunu söylemek mümkün değil. Tuncay Özkan, eski siyaset günlerini hatırlattı ve açıkçası, bir iz bıraktı.
Tuncay Özkan, Yazar, Siyasetçi
Yanımda insanları dolaştırmayı zahmet olarak görüyorum. O yüzden insanları rahatsız etmeden tek başıma dolaşmayı uygun buluyorum.

İnsanlar bu kavganın içerisinde ülkemizde öyle bir faşizm ile karşı karşıya kaldılar ki, büyük bir kesim ne yazık ki bu kavgadan dönmek zorunda kaldı. Biz halkın düşünüp de söyleyemediklerini söyleyen gazeteciler, azınlıkta kaldık. Siyasetçilerin sustuğu, konuşamaz olduğu Türkiye'de Cumhuriyet mitingleriyle birlikte biz halka tercümanlık edince, halk da bizi bağrına bastı. Yaşadığımız şeyin adı, tarifi bu. Biz halkçı insanlar olarak, halkın kazanması için kavga etmek zorundayız.



Evet. Eğer CHP'de beklediğimiz değişim gerçekleşmez, siyaset olanağı bulamazsam, yeni bir oluşumla devam edeceğim.

Hayır, genel başkanlığa adaylığım söz konusu değil. CHP çok köklü, gelenekleri olan bir parti. Benim talebim, parti meclisinde görev almaktır. Onun dışındaki durumuma parti karar verir.

Şimdi, bakın, seçimde önemli olan şey; AKP'nin Türkiye üzerindeki sayısal çoğunluğunu aşağıya alabilmekti. MHP'nin AKP tarafından alınan yaklaşık % 12'lik oyu vardı. O oyları AKP'den alması için ve MHP'nin seçim propagandası sırasında dile getirdiği ulusalcı politikalar için, "sağcıysanız MHP'ye, solcuysanız CHP'ye oy verin" dedim. Ama MHP seçimden sonra ne yazık ki, bunu çok üzülerek söylüyorum, hala da niye olduğunu anlayamadığım bir politika değişimiyle AKP'nin ikizi haline geldi. İkiz politikalar yönetiyorlar. MHP'nin parlamentoya girmesi Türkiye açısından çok iyi olmuştur. Bizim söylediğimiz çok doğruydu ama MHP'nin bugün yaptıklarını gözden geçirmesi, kendisine bir çekidüzen vermesi gerekir. Çünkü bu durumda ona oy verenler ve ona oy verilmesi için çağrıda bulunanlar haklarını ve emeklerini helal etmezler. MHP de bu vebalin altında kalır.

Şöyle düşünmek lazım. AKP'nin kazandığı yerlerde işsizlik sorununu çözdü mü? AKP seçimi nerede kazandıysa orada işsizlik artmıştır. Bunların hepsi yalandır, korkutma, kandırma taktiğidir. Türkiye'de işsizlik AKP döneminde büyüdü. Türkiye'de enflasyon arttı, büyüme düştü. Türkiye AKP eliyle yolsuzlukların, yoksullukların arttığı bir ülke haline geldi. Şimdi AKP ben gelirsem yatırım gelir söylemiyle oy almaya çalışıyorsa, Mersin korksun. O şu demektir: Mersin daha yoksul olacak, daha çok göç gelecek ve Mersin'de insanlar etnik kökende ve dinsel ayrım konusunda daha büyük sorunlar yaşayacaklardır. Mersin'le ilgili olarak merkezi hükümetin yaptığı hiçbir şey yok, göç almasını sağlamak dışında. Ayrıca, Mersin'in bu kadar teslimiyetçi olmaması Mersin için çok onur verici bir şey. Mersin bu noktada sınavı geçmiş bir kent. Ben o yüzden diyorum ki, palavralara Mersin'in karnı toktur. Mersin onlara tersini göstermesini bilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder